24 Mart 2014 Pazartesi

Bodrum'dan Datça'ya Palamut Bükü'ne







Kışa veda ettik, ediyoruz. Şimdiden yaz tatili planı yapanların okumasını çok isterim. Yoğun çalışma hayatının yorgunluğunu atabileceğiniz bir yer Palamut Bükü. Biz geçen yaz oradaydık. Ama bu yaz yine gitmeyi düşünüyorum. Bodrum'dan feribotla yaklaşık bir buçuk-iki saatte Datça'da oluyorsunuz. Feribotun hareket saati yanılmıyorsam dokuzdu. En geç on bir gibi Datça'daydık. Datça'yı gezdikten sonra acıkınca yemek yiyecek  bir lokanta soruşturduk. Herkes Zekeriya Sofrası'nı önerince soluğu orada aldık. Aşağıdaki fotoğraflar ne alaka derseniz; lokantadaki cam masaların altında bu haritalar. İyi düşünülmüş. Bunlara bakınca benim masanın neresinde oturduğum çok belli oluyor değil mi?









 
İşte Zekeriya Sofrası. Şirin bir yer. Bu beyefendi sanırım sahibi. Bize yemekten sonra çay ikram ediyor. Mantıları güzel, sulu yemekleri lezzetliydi.
 
 
Buradan aynı caddede bir beş- on dakika yürüyorsunuz solda Datça pazarı vardı. Şöyle bir göz atıp devam ettik. Daha ileride Palamut Bükü'ne giden otobüslerin hareket ettiği durağı bulduk. Her saat araba bulmak mümkün. Fakat öğleden sonra sefer sayısı çok azalıyormuş. Büke giden otobüsteyiz artık. Sevdiğimiz o Ege şivesi ile konuşan insanlar öyle güzeller ve öyle doğallar ki...Datça'dan Palamut Bükü'ne ulaşmak yaklaşık bir saat sürüyor. Yol çok dar ve virajlı olduğu için yolculuk o mesafe için oldukça uzun geliyor. Bazı yerlerde iki araç zor geçiyor. Otobüs bir köyde  durduğunda harika konuşmalara şahit oluyorsunuz.
- Nere gidiyon, Büke mi?
-Büke.
İşte Palamut Bükü'ndeyiz. Burası Ceylan Motel. Tavsiye  ederim biz üç gün kaldık. Hizmeti iyi. İkinci kattaki balkonlu odada kaldık. Deniz manzaralı.
 

 
Yolun karşısı deniz. At kendini denize, rüzgar ol, yelken ol...
 

 
 Bu kısım otele ait. Sabah kahvaltısı ve yemekler burada yeniyor. Aşağısı plaj. İşte
 
 doğallığını muhafaza eden nadir yerlerden birisi. Yılmaz Özdil'de bir yazısında buna değinmişti. Gerçekten bu doğallık görülmeye değer.





 


 
 
 
Demir Bey çok acıktı ve sabırsızlanmakta...Otelin kahvaltısı çok güzel. Özellikle domatesi, peyniri ve çörek otlu ekmeği yöresel ve çok lezzetli.
Kahvaltıdan sonra taze badem almak için Emine'ye uğramadan geçmeyin. Emine emekçi bir kadın. Hani derler ya, ekmeğini taştan çıkarıyor diye, işte Emine de ekmeğini iki taş arasında tam gün badem kırarak kazanıyor. Seni özledik Emine, az kaldı bademler olur olmaz ordayız. Büke selam...